Yak

Çakmak çakıyor çak, fitil pıtırdıyor pıt, karanlığa mumun alevi düşüyor düş.

Her gece saat dokuzda salon camının önüne koyduğum şamdanın mumunu yakıyorum. Sokaktaki evlere bakıyor, karanlıkta parlayan mumları arıyorum. Birkaç tane gördüğümü sanıyorum. Araya ağaçların dalları, sokak lambaları, uzak evlerin ışıkları giriyor. Doğru gördüğümü hayal ediyorum. Benim gibi depremi kendine hatırlatan, unutmadığını gösteren, o mumları yakanlar olduğunu.

“Yak” okumaya devam et

Isı

Her akşam mum yakıyorum. Kış yazı yerini kara kışa bırakınca evin içine doğamayan güneşi taşıma su, pardon, taşıma ateşle harlama gayreti. Harlamak da değil, sadece yanık tutmak. Pıt pıt fitilini yaka yaka, küçük küçük kıvılcımlarını ata ata, yumuşak yumuşak patlaya patlaya yansın erisin sönsün tütsün. Sonra yine yakalım, yansın yansın yansın. Yoksa ne harlayacak ne harlanacak hal.

Damar yolum açılmış da dizileri doğrudan şırıngayla zerk ediyormuşçasına peşpeşe izliyorum. Yazmış mıydım? Yazmışımdır. Daha yenilere başlayamadığım için içerikler halen tekrarlardan. Son takıntım Amazon’daki Hanna. Keşfetme sebebim tamamen duygusal. Değil değil, Spotify’ın bana önerdiği Aurora’dan bir müzik. Buyrun dinleyelim. Midas Touch.

“Isı” okumaya devam et

Dua

Bir mum yaktım. Üstünden ellerimizi geçirip ısıttık. Kollarımızı göğsümüzü ellerimizle süpürüp temizledik, birbirimizin sırtını üç kere sıvazladık. Bey dileğinin kağıt makedini yaptı, ben zamanında Olympos’tan topladığım taşlardan birine dileğimi çizdim. Coffee’yi de alıp bahçeye indik. Balkonumuzun önündeki kırmızı gülün dibine şekillenmiş dileklerimizi yerleştirdik (gömmedik). Coffee zıplamalı omuz dönüşüyle yanımızdan neşeyle koştu. Gecenin keskin temizini içimize çekip eve döndük.

“Dua” okumaya devam et

Ateş

Ateş

Ateş yakar mısınız?

Belki doğada, açıkhavada, yıldızların altında. Belki şöminede, kuzinede, kışın soğuğunda.

Yakma hazırlığında nasıl bir hal içinde olursunuz? Odunları, dalları itinayla seçer, yerleştirir misiniz? Açısını, havasını ayarlar mısınız? Destekleyici kağıt, çıra bulur, aralara sıkıştırır mısınız? Üzerine yanıcı madde döker misiniz, doğal mı deneyelim dersiniz? Çakmak mı çakarsınız kibrit mi yakarsınız? Kibritiniz uzun mu olur, standart bakkal pakedi mi? Yanan kibriti atınca oldu bu iş deyip gider misiniz, başında bekler misiniz? Tütmeye başlayınca ince ince üfler misiniz, elinizde bir gazete, kağıt, yelpaze tüteni yeller misiniz? İlk küçük alev -pof- diye yükselip havayla buluşunca ne hissedersiniz?
“Ateş” okumaya devam et

%d blogcu bunu beğendi: