Şöyle oluyor.
Güne başlıyorum. Sabah, su ritüeli, kahvaltı, evi toparlama, mailler, whatsapp, sosyal medya, anne kardeş görüntülü konuşma, dışarıda işim varsa fırlama, iş güç halletme, hastalık sağlık randevuları, görüşme, restoran, dönme, yoksa dışarısı biraz okuma, biraz yazma, belki çalışma, çok bırakma, o bu şu, aa saat kaç olmuş, akşam, yemek, mutfak, sofra, toplama, dizi, film, uyuklama, yatma vakti, tuvalet, temizlenme işleri, yatak odasına git, biraz yatakta kitap, belki biraz daha telefon ve aşağı kaydırma, bırak şimdi, uyu, uykum kaçtı, o zaman yaz, belki laptop belki telefon, ve işte orada, geçiştirilmişle buluşma. Günü hep onunla bitiriyorum. Çünkü buraya yazmaya gelince gün içinde yakalanmış da tutulamamış o yokluk detayları teker teker üşüşüyor.
“Nöbet Günlüğü | 14-15: İdrak” okumaya devam et