Siz bunları okurken ben büyük ihtimalle havada olacağım.
Rota Frankfurt, Almanya.
Bey’le beraberiz.
Sebeb-i ziyaretimiz turistik değil, sağlıksal.
2 ay evvel talihsiz bir göz rahatsızlığıyla muzdarip olan Alman dostumuz ve Türk eşini ziyarete gidiyoruz. İki kelam, üç muhabbet etmeye, çok sevgi vermeye.
Hayat çok garip.
Hiç beklemediğin bir anda karşına öyle şeyler çıkarıyor ki, yaptığın bütün plan programların, kontrol mekanizmalarının solda sıfır olduğunu, belki de hiçbirşeyin elinde olmadığını hissettiriyor insana. Sağlıkla ilgili bir konu olduğunda akan sular duruyor.
Nasıl durmasın?
Sağlığımız yerinde olmadığı veya sekteye uğradığı zaman hayatımızı alıştığımız kalitede sürdüremiyoruz. Sürdürmeye çalışırsak zorlanıyoruz. Aksıyoruz. En ufak bir soğuk algınlığında bile bunları yaşarken kalıcı bir sağlık sorunuyla karşılaşırsak nasıl tepki veririz, yaşamadan öngörmemiz çok zor.
Umut, insanı hayata bağlıyor.
Daha önce ‘Hayatta en korktuğunuz şey nedir?‘ yazımda en büyük korkumun çaresizlik, umutsuzluk olduğunu yazmıştım.
En büyük yaşama aşkı, heyecanıysa benim için umut sanırım.
Kafamda bunlarla gidiyor olacağım.
Belki ordan yazarım, belki dönünce.
Kimbilir.
Sağlıkla, umutla..