Tam açılacağım, kapanıyoruz. Tutturamadım şu işi.
Mesele de bu ya. Tut(tur)amamak. Bir dolu Boğa ve en bi’ sürprizli Uranüs karşısındaki Akrep dolunayı hep bana hep banayı bırak, istesen de istemesen de gidecek kopacak, şeyler açığa çıkacak, krizini kaybını paylaş, birleş, direnme, hiç öyle darılma, arın tadındaydı. Hissettiniz mi? Geçmiş gelecek koptuk gidiyoruz zati. Demi taze ikinci baharımız, yeni kapanmamızı mı paylaşsak, ne etsek? Sisifos’a bağladık yine.
Felsefeye de derin analizlere de tokum. Sığ sularda yüzmek istiyorum. Ya da sadece yüzmek. Güneşli, dibi görünür, berrak, şıkır şıkır. Şu tokluğu biraz silkelemeli. Kimi bedenine yemek yiyerek topluyor, kimi rutinlerine iş güç biriktiriyor, kimi zihnini aralıksız uyaranla besleyip şişiriyor. Çoktan seçmeli sınavımızın bugünkü sorusuna da cevabımız d hepsi.
Bu sabah erkenden kendimizi kent ormanına atınca bir buçuk iki saatlik yürüyüşle açıldım, nefeslendim, esnedim, bir şeylerden temizlendim. Üstüne binecek yirmi günün nesine yeter bilmem, ama günümü kurtardı, içimdeki günlük sis pus dağıldı. Üstüne bir güzel yumurtalı kahvaltı ettim, o sulu sarısına bana bana yedim. Beden açılınca karın da acıktı. Açılmakla acıkmak arasındaki sesteşliğin fonetik izdüşümüne eğilelim mi? Cık. Devam edelim.
Evde online yoga vesair istemiyorum direncimi de bıraktım. Bir aylık canlı yayın üyeliği aldım. Ne kadarı (beden, zihin, kalp) nereye gidecek göreceğiz. Yavaşlayıp sabitlenme dönemi Boğa zamanında bir toprağa kökleneceğiz, bir Uranüs’le kopup uzay boşluğuna fırlayacağız. Gaia ana ile Ouranos baba arasında bir yerlerde kendimizi buluruz umarım. Mesela şu sınırlı bedenimizde. Koparıcı Uranüs, Boğa’da işte bunu da yaptı, yapıyor. Bedenden kopuş. Topla topla topla, gel gel gel, hoop, tamam dur. Beden istop.
Dinlemeyeli beri Spotify ‘release radar’ımda bir dolu yeni parça birikmiş. Şu satırları yazarken kulaklarımda dönüyorlar. Şimdiki Seize The Day diyor. O Captain My Captain aklıma geliyor. Lise ikideydik, çok etkilenmiştik -göz yaşları, kalp sıkışmaları, aşklanmalar, iç titremeleri. Bir ‘Poetry’ kitabımız vardı. Bordo kapaklı, açıp kapamaktan kenarları kıvrılmış, yaşanmışlıkla eprimiş (okul bize İngilizce kitaplarımızı satmaz, kiralardı; farklı dönemlerden öğrenciler peşpeşe aynı kitapları kullanırdık). Okul sıralarının üstüne çıkıp ellerde o kitap Dead Poets Society filminin tam da o sahnesini canlandıran sınıf arkadaşlarım ve yıllıktaki resimleri. Nasıl da romantik. Bense o zamanlar şiirler için değil, top sanatları için tepelere çıkardım. Smaçör kişi. Düşünüyorum da smaçlarım artık dilimde, sözcüklerimde hayat buluyor. Şiire gelince hala mesafeleyiz, ama en azından artık tanışıyoruz. Okuduğumda ne yapacağımı bilemez, sağa sola bakınır bir dutlukta kalmıyorum – şiir benim için el değmemiş bir dutluk.
Kahvaltı sonrası telgraf çiçeklerimi balkona çıkardım. Onlar da açılsın, saçılsınlar. Kapanmadan muaf medeniyet. Yeşil olanı öğlen güneşin altına, moru sabah güneşinin karşısına. Sanki hemen renk değiştirdiler, mevsimi üstlerine giyindiler, yapraklarıyla göğe doğru uzandılar. Ben de bu sabah yürürken böyle yaptım. Kollarımı yukarı yukarı uzatıp ‘qi’ topladım, başımın tepesinden aşağıya bütün bedenime onu giydirdim, üstümü başımı onunla yıkadım. Durmadım yürüdüm, bir daha açtım kollarımı, topladım topladım, göğsümde sabitleyip içimde biriktirdim. Koca bir hava nefes oksijen gövdesi olup yürüdük beraber ki üç dört. Geldik mi yine tutup biriktirmeye?
Mesele demiştim, tut(tur)amamak. Belki işte böyle elle tutulmayanı tutup almak. Qi gong’un qi’si, havanın oksijeni, denizin tuzu, ateşin ısısı. Bu satıra gelene dek bir dolu parçadan kulaklarımda neler neler tuttuysam Ane Brun o büyülü, bebeksi, melodik sesiyle After The Great Storm diye başlayınca hepsini bıraktım, bu tatlı müzik fırtınasına yer açtım. Bize ise ne after ne before. Tam da fırtınanın gözü. Derler ki denizde fırtınanın göbeğine gideceksin, içine gireceksin ki seni fırlatıp dışarı atsın.
Tutturdun tutturdun. Tutturamadın, hoş gördük Sisifos.

🙂
BeğenLiked by 1 kişi
Bu kapanma dönemini de atlatırsak, bir çeşit nükleer savaş sonrası hayatta kalmış hamam böcekleri gibi olacağız. :))
BeğenBeğen
@Ekmekcikiz Haha aman aman. Gülsek mi ağlasak mı bilemedim. 🙂
BeğenBeğen
☄️Sisifos ne kadar cuk 👌🏼 İki ileri bi geri mehter marşı çalıyor benim zihnimin arka fonunda şuan …. içimizdekileri döken kalemine sağlık🙏🏻♾🌀
BeğenLiked by 1 kişi
@Özge Yükseloğlu çok teşekkürler Özgecim. xx
BeğenBeğen