Hayatta babana bile güvenmeyeceksin demişler.
Ben de öyle dedim Coffee’ye. Bana güvenip de sokak köpeklerine lolo molo yapma. Her seferinde kurtaramam seni. Bu da can. Yoruluyor.
Hava güneşli, nasıl güzel. Kemikler -oh- ısınıyor. Coffee’yle sabah yürüyüşümüz için bizim malum yokuştan aşağı salınıyoruz. Mahalleye yeni sığınmış sarılı kahveli bir Sokkö bey yokuştaki kaldırımın kenarında, çalıların arasına konuşlanıp yayılmış, güneş banyosu yapıyor. Farketmiyoruz. Önünden geçeyazıyoruz. Mıntıka sınırına girmemizle Sokkö bey yattığı yerden fırlıyor, diş göstererek havlıyor.
Yassah kardeşim! Geçmeyin burdan!
Coffee beyse on kaplan gücündeki anası yanındayken durur mu?
Sen kim oluyorsun da dağdan gelmiş bağdakini kovuyorsun? Höst!
Bababa.
Bir sert havlamalar, çekiştirmeler, tutmayın beni dövücem gibi tripler. Sanırsın büyük dövüşçü.
Hayır yani, kime güveniyor da dalmaya yelteniyorsun?
Neyse.
Öğretmenler Günü’nde öğretmenlerimden öğrendiğim gibi işaret parmağımı dikip kaşlarımı çatıyorum. Sağ ayağımı yere sertçe vurup kolumla bir sağa bir sola işaret ederek yüksek sesle bağırıyorum.
Hayır! Sakın! Hayır çocum, hayır evladım, geç yerine, yürü bakiim, yürü hadi, yürü!
Veletler ringlerinin köşelerine doğru çekilip homurdanıyor, pardon, havırdanıyorlar. Havır homur homur. Öğretmenlerimi saygıyla anıp günlerini kutluyorum.
Sokkö bey yumurta modeli kıvrılıp köşesindeki güneşlenme pozisyonunu alırken Coffe bey yamacıma yapışıp arkasına baka baka uygun adım marşlıyor. Bizim tüylüden çıktı çıkacak patlama anca bu kadar. Şimdi ne halde dersiniz? Evde ayağımın altında traktör motoru gibi horluyor. Taş taşıtıyorum bir aşağı bir yukarı evladıma sanki, öyle yorgun.
Peki Coffee sen bana güveniyorsun da ben kime güveneceğim? Çocuklar sana ‘aaa bekçi köpeee’ diye bağırırlarken gururlanıp büyük köpek edalarına giriyorsun, ama sonra daha küçüklerin ‘anne bu süs köpeği mi?’ sorusuna tav olup tintin herkese kendini okşatmasını biliyorsun. Bak bozuluyorum. Biz seni barınaklardan alıp bunun için mi yetiştirdik? Tutun beni, içimdeki başöğretmeni susturamıyorum.
Babana bile güvenmeyeceksin demişler demesine de, sen yine bana güvenebilirsin evladım. Tabii arada bir benim de insan olduğumu gözönünde bulundur.
İşte bu olayda deva bulmaz bir kıskanç olabileceğimi keşfettim. O ana dek annemin bana ait olduğundan, onu daima elimin altında bulundurma hakkımın tartışılmazlığından emin olmuştum. Zihnimdeki tiyatro sahnesinde babam da benim ve yasal olarak annemindi. Birlikte uyuyorlardı, öpüşüyorlardı, altı yaşıma uygun olarak anlatılan yöntemle beni yapmışlardı. İlişkileri benim için olağandı, bu nedenle de hiçbir zaman bilinçli olarak huzursuzluk yaratmamıştı. Ama ben bu ilişkinin dışında annemin bölünmez ve dokunulmaz bir şekilde, tutarsızca bana ait olduğunu hissediyordum. Bedenini benim sayıyordum, kokusu benimdi, hatta -ilk anılarımdan bu yana bundan emindim- düşüncelerinde benden başkası olamaz diye hissediyordum.
Yetişkinlerin Yalan Hayatı, Elena Ferrante



Ahaha kitap hakkında öyle şahane giriş yapmışsın ki, gelişme ve sonuca asla gerek yok, nefis 🙂
BeğenLiked by 1 kişi
@Leylak Dalı Anca okuyan anlar. Teşekkür ederimmm. 🙂
BeğenBeğen
Sevgili Neslihan,
Haklısın, “okuyan anlar” yine de kitabın özü bu cümlelerde yer alıyor. hem de ne kadar vurucu “hah, tamam işte” dedirten şekilde… 🙂
BeğenBeğen
@ekmekcikiz Kitapta bu tip vurucu cümleler ne çok aslında, di mi? Ferrante yine yapacağını yapmış. 🙂
BeğenBeğen
Kitabı okumadım ama anlatım şeklinize bayıldım.😊
BeğenBeğen
@Alev Abla çok teşekkürler. Hoş geldiniz. 🙂
Yazarken bu kadar paralel olduğunun farkında değildim (hele romanı okusanız), o kadar içime işlemiş. Ferrante müthiş bir anlatıcı.
BeğenLiked by 1 kişi
Yazılarınızla Blog arkadaşımız Gürcan Şen Ph. D vasıtasıyla tanıştım hoş buldum.🙋♀️ size Güven ip Kitabı hemen ediniyorum. 😁👍
BeğenBeğen
@Alev Abla oo ne güzel. Umarım hem romandan hem de Elena Ferrante’den memnun kalırsınız. Yazarın Napoli Romanları dörtlemesini de çok beğenerek okumuştum. Size de Gürcan Bey’e de sevgiler..
BeğenLiked by 1 kişi
Ben de umuyorum. Napoli romanını da gördüm 4 kalın cildi şimdilik gözüm yemedi. 😄 Bilmukabele Sevgiler.. Gürcan bey’e yazarak iletirim.
BeğenLiked by 1 kişi