Bir Dolunay Yengeç’te Hikayesi

Kendin için başarmak, somut başarını toplumla paylaşmak, bununla görünür olmak. Böyle bir tema dönüyor kafamda. Çalışmak. Sorumluluk almak. Göreve koşmak.

Sorumluluğunu almak istediğim ne? Görev bilinciyle çalışıp varmak istediğim hedef nerde? Bir ciddiyet gelmiş üstüme, bilinmezliğin, anlamsızlığın içinde sabır geliştirip yine de devam etmek üzerine. Yoksa tırmanmak, adım adım kendi zirveme mi çıkmak esas niyetim içten içe?

Kuru kuruya bir hedef değil bu. İş dünyası, plazalar, kurumsal diyarlar, dokuz beş hayatlar gelip geçiyor gözümün önünden. Geçiyorlar eskiden kalma film negatifleri gibi. Geçip karanlığa gömülüyor, tekrar tekrar ölüyorlar içimde. Tekrar tekrar. Oysa bu fırının ateşi gürül gürül yanıyor, başarılar ateşi beslemeye devam ediyor. Ben kendi fırınımı gözlemliyorum geçmiş ve gelecek arasında. Ne körüklüyor o ateşi diye soruyorum yeniden kendime. Yapmak mı? Olmak mı? Bunları diyebilmek mi? Bunların bir yeri ve zamanı var mı?

Kararsız Kazım gibi gidip geliyorum iç odalarımda. Misafirler için kullanıma açılan salonumdan çıkıp sırt kabuğumun güvenliği altındaki oturma odamda olmak iyi geliyor bugün. Unvanlarım, değerlerim, kimliklerim, kıyafetlerim salonda kalıyor, ben içeri geçiyorum. İç huzursuzluğuma şefkat gösterip ona biraz sarılmayı deniyorum. İnsan kendi kendine sarılabilir mi? Neden olmasın? Oysa ben bunun fikrinden huzursuzlanıyorum. Araya mesafe koymak istiyorum. Bana sarılmış birinin kollarını etrafımdan ittirip özgürleşme güdüsüyle bırak Allah aşkına diyorum. Ben yoluma gitmek istiyorum, kendi yoluma.

Halbuki bunu yaparken karşımda oturup bana öylece bakakalan öteki yarıma haksızlık ettiğimi farkediyorum. Onunla ilişkiyi kestirip atıvermişim, yıldırım düşmesi gibi aydınlanıveriyorum. E oldu mu şimdi? İçinle dışının irtibatı kesildi, ilişki bitti. Bravo. Yok diyor karşımdaki öteki ben. Aslında irtibatı tam olarak kesmedin. Artık sana hizmet etmeyen senden özgürleşme derdindesin, ama arada kendi hedeflerine, ihtiyaçlarına, ilişkilerine de bunu yansıtıyorsun. Sen iç dünyanda neyi gerçekten beslemekle neyi dış dünyada başarmak arasında gidip geliyorsun?

Sorumluluk demiştim ya diyorum. O sorumluluğun bir anlamı olmalı, ufuk açmalı, bana beni aşırtmalı. Halbuki şimdi anlamlı gördüğüm, aklımı büyüttüğüne inandığım, yüksek bilinçten ibaret dediklerimin küçülüp daralmaya başladığını farkediyorum. Belki seçme zamanıdır, böylece alternatifler somutlaşır. Ya da belki bu küçülmeler iyimser bakış açımı karartıp daraltır, endişelere gark olurum, henüz kestiremiyorum. Bu uğurda kibire kapılıp kendi yolumu dayatmakla insani bir gelecek için mücadele etme arasında gidip geliyorum.

Kendi kendimle karşılıklı oturup sohbetimi yine kendimle sonlandırıyorum.

Hayatının şu döneminde duygusal olarak seni besleyen, güvende hissettiren koruyucu, kollayıcı, şefkatli kadını, içindeki anneyi hatırla. Her kadının ve erkeğin içindeki besleyici dişiyi. Şimdi duygusal olarak kendini besleme zamanı. İhtiyaçlarını koru, kolla. Evini, aileni, yaratıcı doğurganlığını besle. Kendi kendini doğurabilme ihtiyacını. Geçmişinden bugüne taşıdığın gömülü yaraları akışkanlık içinde iyileştirmeye, kabullenişe izin ver. Şifa kendi içinde.

Senenin ilk Dolunay’ı Yengeç’te, yarın sabah, 5 Ocak 2015 saat 06.53’te. 22 Aralık 2014’te Oğlak’taki Yeniay’da atılan tohumların ilk meyveleri şimdi görünür olup olgunlaşma evresinde.

Yukarıda tariflediğim tüm hikaye Yengeç’teki Dolunay haritasının iç dünyamdan yazıya yansıması niteliğinde. Oğlak’taki Güneş, Plüton, Vesta kavuşumuna karşıt Yengeç’teki (Dolun)Ay, bunlara kare yapan Terazi-Koç aksındaki Ay Düğümleri ve Koç’taki Uranüs, Ay’a üçgen yapan Balık’taki Kayron, Güneş’in yöneticisi Yay’daki Satürn ve kare yapan Balık’taki Neptün, Satürn’ün yöneticisi Aslan’daki Jüpiter ve karşıt yapan Kova’daki Mars.

Biraz da kendi arketipime iltimas. Venüs artık Kova’da, Merkür’ün Kova’ya geçmesinin eli kulağında. Değerler ve iletişim alanlarında gelenekdışı davranma zamanına haleluya!

Senenin ilk Dolunay’ının aydınlatıcı ve şifalı olması dileğiyle..

Limon
Evdeki Dolunay – Saksıda olgunlaşan Mayer Limonumuz

Yorum bırakın