Hallelujah

Geçtiğimiz iki hafta içinde Oğlak vurgusunu yoğun hissettiniz mi? Bendeniz bizzat Oğlak oldum sanki. Sürekli harita çalışıyorum, seans planlıyorum. Oğlak vurgusundan kastım işte bu sürekli ve sonrası için çalışma hali. Ocak ayına girmemizle üst üste talep geldi, kabul edince de Allah yürü ya kulum dedi. Hedef var ulaşılacak, sorumluluk var alınacak. Çalışmak, başarmak, planlamak, organize olmak, faydalı bir ürün ortaya çıkarmak. Üretken bir dönem, maşallah. Somut birşeyler yapmak, yeniden rutinde çalışmak, o sorumluluğu almak bir yandan hoşuma gitti. Diğer yandan bu rutine bağlanıp kuruyup gidebilirim gibi hissettirdi.

Astroloji dersleriyle birlikte ara ara seansların da devreye girmesiyle daha önce çalıştığım deli iş temposunun aksine hep nefes alacak alanlar yaratmaya, aktiviteler arasına mesafe koymaya dikkat ediyorum. Aktivite dediğim zaman dış dünyayla ilgili her şeyden, yapmak halinden bahsediyorum. Bu, ders çalışmak da olabilir, seansa hazırlanmak da, konsere, tiyatroya gitmek de, evde birilerini ağırlamak da. Meşguliyetler arasına mola almak isteğiyle dolup taşıyorum. Bu molaların en kıymetlileri blog yazdığım, kitap okuduğum, Coffee’yle yürüyüş yaptığım zamanlar. Ya da sadece evde olup bir hedef ve yapılacak listesi olmadan kendi başıma veya Bey’le o gün ne haldeysem o olduğum anlar.

Misal, bu Oğlaklama durumuna girmem itibarıyla odak noktam astroloji ve seans çalışmak oldu, ama bu öğrenip keyif aldığım süreçten çıkıp ciddi bir sorumluluk haline geldi. Beni büyütüp doyuran temel besinlerimden etti. Blogumdan uzak kaldım, 1Q84’üme bir hafta hiç uzanamadım, takip ettiğim blogları sakin kafayla doya doya okuyamadım, yeni müziklere zaman bulamadım, Coffee’yi dolaştırmayı bile bir iki kere Bey’e veya temizliğe gelen yardımcımıza salladım. Neden? Çünkü çalışılacaklar, üretilecekler, yapılacaklar var. Havada bir ciddiyet bir ciddiyet. Eh, Güneş, Merkür, Venüs, Plüto hepsi dizi dizi Oğlak’tan geçip gitmekte. Görmezlikten gel gelebilirsen bakalım, nafile.

Bir yandan memnunum, bakmayın böyle kuru, ciddi, çalışma sitemleri ettiğime. İşleyen demir ışıldar misali pratik yapıyorum kendi kendime. Astroloji derslerimize bir süre ara verdik, ben de bu arayı böyle bir çıraklıkla değerlendiriyorum kendimce.

Bu yapma hallerinden kaynaklı meşguliyetlerin fazla gelmesiyle ilgili bugün yine bir aydınlanma oldu zihnimde. Meşgulüm meşgulüm diyorum kendime, ötekine, berikine, ama bunu her zaman ifade edemiyorum dış dünyadakilere. Misal seans öncesi geçmişteki hayattan, meslekten konu açılıyor. Seans sonrası ‘sen şimdi napıyorsun” sorusu birden geliveriyor. Ben hep hazırlıksız yakalandığımı hissediyorum ve kendimi dış dünyada yaptıklarımı sıralarken buluyorum.

‘Derse gidiyorum, blog yazıyorum, arada seans yapıyorum, Coffee’yle yürüyorum’.

Birden az buluyorum söylediklerimi. Benim hayatım sadece bunlardan mı ibaret şimdi diyorum. Kantitatif beğenmeme devreye giriyor. Yeterince meşgul değilim hissi. Sonra daha kötüsü bunları değersiz ve içi boş buluyorum. Birşeyler daha vardı (olmalıydı) sanki. Kalitatif beğenmeme devreye giriyor, bilinçaltım beni birşeyleri unuttuğumla ilgili uyarıyor. Hayatı meşguliyetlerle doldurmaya alışmış bünye hazırlıksız yakalandığında otomatik olarak doldurma cevapları yapıştırıveriyor. Bilinçse alan bulup bilinçaltına ulaşabildiğinde ne yaptığımla ilgili gerçeklik ilahi bir bilgi gibi yukardan iniyor.

Ben kendi üstümde çalışıyorum. Yaptığım bu.

Gel de şimdi bunu amaç, hedef, ürün, sonuç babında anlat. Anlatamam çünkü hedef de yok sonuç da. Süreç var. Değişim, dönüşüm. Arada bunu kendime hatırlatmam gerekiyor sadece. Yoksa zihin bildiği alana sorgusuz sualsiz bağlanıp o, bu, şu diye sıralamaya başlıyor.

İşte, bugünkü seans sonrası bende çakan flaş bu. Oğlak oldum çalışıyorum derken içime bağlanıp ilhamı aldım, yapmak için önce olmayı hatırladım. Neysem o olmayı.

Az kaldı, Pazar günü Güneş’imin dönemine geçiyoruz. Oğlak’tan aldığım azimli çalışma hırsına teşekkür ederken içimdeki Kova’yı ortaya çıkarmayı hevesle bekliyor, 40 öncesi son Kova dönemimi şimdiden selamlıyorum.

Hallelujah.

7 Replies to “Hallelujah”

  1. Ben bu yazıyı biraz geç okudum ama ahh tam da yüreğimden vurdu. O bir şey yapmıyor am aslında yapıyor olma hiss o kadar tanıdık ki! Neyse bu Kova dönemini ben de çok merak ettim. Hem de dolu dolu 40 olmama 1 hafta kalmışken. Hemen ben de linki okuyacağım.
    Her zamanki gibi ellerine sağlık 🙂

    Beğen

  2. Ben de Kova’yım, 31 Ocak! Sağol, bu yılın en erken kutlayanı sen oldun 🙂

    Beğen

Yorum bırakın