04.00 – 05.00
Uykunun bölündüğü bir sabaha dönüş. Saat dört civarı, ama başlangıç daha da erken. Üç buçuk desem yeri. Suçu bu sabahki dolunaya atabilirim -kafamı çıkardım ama göremedim, kar da yok, hafif grimsi bir don örtüsü- ya da dün gece yediğim bol körili -kari kariii- hint yemeklerine vurabilirim -biraz hararetlendimle kan ter içindeyim arası salındım ve başucumdaki suyu lıklıklık bitirdim- içki içtim de cine bağladım desem pek sayılmaz, bir kadeh meyveli kokteyl, üstüne de bol su -meyvenin adı çarkıfelek ama İngilizcesine baksan bir tutku bir tutku*, belki yanıp da uyanmanın bir başka sorumlusu-. O ya da bu, masa başında parmaklarımla tıpırdıyorum, saatin triktraklarını bedenime veriyorum. Uyusun da büyüsün ninnisi.
“Dene” okumaya devam et